Yedi ( Se7en), senaryosu Andrew Kevin Walker tarafından yazılmış olan, Hıristiyanlık'ın 7 ölümcül günahını işleyenleri kendi vahşi yöntemleriyle öldüren bir seri katili ve onun peşindeki iki polis dedektifinin çabalarını konu alan, Hollywood yapımı bir film. Sürekli yağmur yağan bir şehir, küf rengi tonlar, karanlık mekanlarda çekilen sahneleri ile sinema klasikleri arasında gösterilmekte. Şaşırtan ters köşeye yatıran final uygulamalarının bir örneğine sahip film türünün en elit örneklerinden. Gerilim filmlerinden hoşlananların zaten kaçırmadıkları bir film. Ama sinemadan hoşlanıp da bu tür filmleri sevmeyenlere sesleniyorum. Bu filmi en azından sanat adına kaçırmamalısınız.
16 Ocak 2009 Cuma
29 Aralık 2008 Pazartesi
hilenin sırrını arıyorsunuz,
ama bulamazsınız
çünkü dikkatli bakmıyorsunuz
siz sırrı bilmek değil...
kandırılmak istiyorsunuz.
henüz alkışlamazsınız.....
Çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir
onu geri de getirmeniz gerekir"
Dikkatli Bakıyor musunuz ?
Her şey yüzyılın başında, hızla değişen Londra’da başlıyor. Sihirbazların ünlü ve en üst mertebede idol olarak kabul edildikleri bir zamanda, iki genç sihirbaz şöhrete giden yolu çizmeye başlarlar. Gösterişli, sofistike Robert Angier (HUGH JACKMAN) tam bir şovmenken, yontulmamış ve gelenekçi Alfred Borden (CHRISTIAN BALE) sihirli fikirlerini gösterme yeteneğinden yoksun, yaratıcı bir dahidir. Birbirlerini takdir eden arkadaşlar ve ortaklar olarak yola çıkarlar. Ama en büyük numaraları ters gidince, aralarında ömür boyu sürecek bir düşmanlık başlar; ikisi de bir diğerini geçme ve altüst etme niyetindedir. Sürdürdükleri aşırı rekabet, her numarayla, her gösteriyle daha da büyür; ta ki sınır tanımayana, hatta elektriğin yeni ve inanılmaz güçlerini ve Nikola Tesla’nın bilimsel dehasını işin içine dahil edene dek... Herkesin hayatı pamuk ipliğine bağlıdır. El çabukluğuyla sunulan sarsıcı sürprizlerle dolu bu film; inancın güvenin ve mümkün olanın en uzak, en karanlık sınırlarının keşfedildiği heyecan dolu bir dünya...
Yönetmen :
Christopher Nolan
Senaryo :
Christopher Nolan, Jonathan Nolan
Oyuncular :
Hugh Jackman, Christian Bale, Michael Caine, Piper Perabo, Rebecca Hall
Orijinal Adı : The Prestige
Yapım Yılı : 2006
Bittikten sonra kafanızda devam eden bir film izemek isterseniz prestij filmini mutlaka öneririm.
25 Aralık 2008 Perşembe
Al Pacino'nun neden Hollywood'un gelmiş geçmiş en iyi aktörlerinden biri olduğunu gösteren filmi anlatıyorum sizlere. 'Kadın Kokusu (Scent of a Woman)' Al pacino ' nun en iyi erkek oyuncu rolüyle Oscar ödülünü kazandığı 1992 yapımlı filmi. Al Pacino bu filmde emekli olmuş kör bir subayı kendi dünyasından izleyicilere sunmakta. Bir kolej öğrencisi olan Charlie, paraya ihtiyacı olduğundan kör bir adama, bir nevi "bebek bakıcılığı" yapmaya razı olur ama iş, umduğu kadar basit olmayacaktır. Çünkü Emekli Albay Frank Slade'in haftasonu için çok özel bir planı vardır. Bu Konunun altında inanılmaz dersler veren bir film. Ben filmlerde böyle kafaya dan diye vurulan mesajlardan hoşlanmam. Kendim bulmak farketmek isterim. Bu film bunun için biçilmiş kaftan.Satır aralarında öyle mesajlar veriyor ki farketmek bile ayrı bir keyif. Hele Al pacino'nun tiradı...
Bu filmi izledikten sonra bu rolü Al pacino'dan başka kimse oynasaymış bu film; bu film olmazmış diyeceksiniz. Sinema tarihine geçmiş en etkileyici ya da unutulmaz film sahneleri gibi anketlerde bu filmin en az bir sahnesinin de mutlaka yer aldığını da belirtmek isterim. (Filmi izledikten sonra hangi sahnesi olduğunu kesinlikle tahmin edersiniz)
17 Aralık 2008 Çarşamba
İZLEMEYEN KALDIYSA !!! ( Esaretin Bedeli)
Bir kitap okudum hayatım değişti söylemine neredeyse nazire yapan bir filmi anlatacağım size. Bir film izleyin. Filmden önceki sizle filmden sonraki siz arasındaki farkı farkedebilmenin mutluluğunu yaşayın. Huzuru yaşayın. Hislerinizi yaşayın. Kendinizi yaşayın. Yaşayın.... Öyle bir film ki bu film ya hiç seyredilmemiştir ya da mutlaka birden çok seyredilmiştir. Her bir izleyişte ayrı bir lezzet ayrı bir tat vardır. Büyük ihtimalle izledikten sonra hayatımda gördüğüm ve göreceğim en iyi filmlerden birisi diyeceksiniz. Ayrı ayrı diyalogları incelemeye başlayacaksınız. onları düşüneceksiniz ve aslında her birinin birer metafor fırtınası olduğunu farkedip kaçırdığınız için üzüleceksiniz. Hatırladıklarınız da sizi oldukça düşündürecek. Bu kadar övdükten sonra ( izleyenler kesinlikle hak verecek izlememiş olanlar da izleyince az bile söylemiş diyecekler) gelelim filmin konusuna Karısını ve sevigilisini öldürmekten iki kez idama mahkum edilen Andy Dufrense (Tim Robbins) 1947 yılında Shawshank hapishanesine gönderilir. Sakinliği ve olaylar karşısındaki dayanma gücü ona saygınlık ve hapishane tedarikçisi Red (Morgan Freeman) ile güçlü bir arkadaşlık kazandırır.
11 Aralık 2008 Perşembe
Bir film bir hayat bir bakış (belki bir çok)
Sinemanın en güzel tarafı nedir bilir misiniz ? Bir filmin güzelliğini, etkileyiciğini, ayrıntılarını satır arası mesajlarını paylaşmak. Filmi paylaşmatan birlikte izlemekten bahsetmiyorum. Filmin içeriğini paylaşmak. Yorumlamak değerlendirmek benim kastettiğim nokta. bu konudaki sıkıntımı burada gidermek özellikle klasikleşmiş filmler üzerinde konuşmak onlar üzerinde merak uyandırarak size onları sunmak istiyorum. Tabi ki her filmin izleyicisi farklıdır ama her izleyiciye uygun filmler de var. Bir çok sinema sitesi var. Filmlerle ilgili her türlü ayrıntıya ulaşılabilecek bir çok da blog. Amacım bu kalabalık içerisinde yer bulmak değil. Sadece gözden kaçmaması gerekenleri bir kez daha hatırlatmak...
YEDİ SAMURAY
Akira Kurosawa'nın kariyerinin doruk noktası olarak görülen Yedi Samuray üç saati geçen uzunluğuna rağmen özellikle zamanında kaliteli örneklerine rastlamanın zor olduğu savaş ve "aksiyon" sahneleri en dikkatsiz seyircinin bile ilgisini ayakta tutacak pek çok detay içerirken bir yandan da anlattığı hikayenin bütünlüğünden ve sinematografik kaliteden ödün vermeyen bir başyapıt. Günümüzde bile üç saat sürüp de izleyeni sıkmayan bir film bulmak/yapmak neredeyse imkansızken 1950lerde böyle bir film yapılmış olması gerçekten inanılmaz...büyük bir ustanın elinden çıkmış, sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri . 207 dakikalık süresine rağmen izleyicinin dikkatinin zerre dağılmasına izin vermeyen bir olay örgüsü ve senaryo kurgusu vardır. Yedi Samuray kesinlikle izlenmesi ve zamanının imkanlarıyla değerlendirildiğinde kesinlikle saygı duyulması gereken bir filmdir . Filmin konusuna gelince ;40 tane eşkiya tarafından devamlı saldırıya uğrayan bir köy vardır. köylüler kendilerini koruması için samuray tutmaya karar verirler. ama onlar için koruyuculuk yapacak samuray bulmak gerçekten zor bir iştir çünkü sunacakları pek bir şeyleri yoktur. kasabaya inen köylüler en sonunda eski ve bilge sayılabilecek bir samurayla anlaşırlar. Bu samuray 40 eşkiyayla savaşabilmek için en az 7 samuraya ihtiyaç olduğunu söyler ve köylülerle birlikte 6 samuray daha bulur. Bu samurayların önderliğinde köylüler örgütlenip, hasat zamanından sonra saldırıya geçen eşkiyalara karşı hazırlanırlar. eşkiyaların saldıracağı noktalar belirlenir, önlemler alınır, bazı yerlere tuzaklar hazırlanır. sonuç olarak eşkiyalara teslim olmayacak, onlarla büyük bir savaşın içine girecek bir grup insan meydana gelmiştir.